24 Ekim 2016 Pazartesi

Flight of the Concords - Komedi Müzik Grubu ya da Öyle Bişi

Flight of the Concords, sanırım Yeni Zelanda'da komedi ile ilgili en güzel örneklerden.

Jemaine ve Bret, Wellington'da üniversitede tanışır. İkisi de drama klübünün üyesidir ve bir oyun hazırlarlar. Hazırladıkları oyunu Auckland ve Wellington'da sergilerken Melbourne International Comedy Festival'a davet edilirler...

Hikayelerinin devamını kendi sayfalarında bulabilirsiniz: http://www.flightoftheconchords.co.nz/about-the-band/ Oldukça komik anlatmışlar. :)

Daha sonra bildikleri iki akordla müzik bandı kurup müzikli komedi yapmaya başlarlar. Gruplarına Flight of the Concords adını verirler. Bu müzik grubu ile pek çok festivale katılırlar ve sonunda New York'da 4 yıl boyunca Flight of the Concords adıyla bir TV serisi yaparlar. İzleyince Yeni Zelanda'ya has kara mizahı görebilirsiniz.

Dizinin IMDB linki şurada ; http://www.imdb.com/title/tt0863046/

Grubun en çok sevdiğim iki şarkısını buradan izleyebilirsiniz.

Flight of the Concords - Jenny - Bu şarkının sözlerine de şuradan bakabilirsiniz :))
http://www.lyricsmode.com/lyrics/f/flight_of_the_conchords/jenny_lyrics.html


Flight of the Concords - I'm not Crying


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda'da Sürücü Olmak - Ehliyet Almak

Yeni Zelanda sürücü belgesinin ön yüzüne örnek

Türkiye'den sürücü belgeniz varsa, Yeni Zelanda'da bu belgeyi ülkeye giriş yaptıktan sonra bir yıl süreyle kullanabiliyorsunuz, ancak bir yıldan uzun süre kalacaksanız Yeni Zelanda sürücü belgesi almanız gerekiyor.

Öncelikle ülkede trafik İngiltere'deki gibi soldan akıyor. Ancak başlarda dikkatli kullanım ile çabucak bu ülkede araba kullanmaya adapte olabilirsiniz.

AA ( aa.co.nz ) Yeni Zelanda'daki sürücü belgesi verme, yol yardımı sunma, araç sigortalama gibi araç kullanımı ile ilgili geniş bir yelpazede hizmet veren kuruluşun adı.

Sürücü belgesi almak biri teorik biri pratik olarak adlandırılan iki sınavdan geçiyorsunuz. Teorik ya da prarik sınav için sizi hazırlayan özel kurslar çok yaygın değil. İsterseniz özel ders alabilirsiniz tabi. Sizi teorik sınava hazırlayacak olan AA'dan satın aldığınız Road Code kitabı (Bu kitap 20-30 dolar civarıdır). Teorik sınav sınav başvurusunu yaptığınız salonda, bilgisayar üzerinden yapılıyor ev 35 sorudan oluşüyor. Sınavı geçmek için 32 soruya doğru cevap vermeniz gerekiyor. Bu sınava hazırlanmak için ayrıca AA'den 20 sınavlık bir online erişim kodu alıp çalışabilirsiniz. Aynı sorular gerçek sınavda da çıktığı için oldukça yararlı bir çalışma yöntemi sorularla çalışmak.

Teorik sınavı geçtiğinizde AA size learner license (öğrenen lisansı) veriyor. Bu belge ile pratik yapmaya yanınızda full lisansı olan biriyle çıkabiliyorsunuz. (bakınız: https://www.nzta.govt.nz/driver-licences/getting-a-licence/licences-by-vehicle-type/cars/learners-licence/ ) Learner lisansınızı aldıktan 6 ay sonra restricted(sınırlı) lisansa başvuru yapabiliyorsunuz. Geçeceğiniz 60 dakikalık sürücü sınavından sonra restricted lisans yalnız başınıza araba kullanmaya başlayabiliyorsunuz, ancak eğer yanınızda full lisans sahibi biri yoksa gece 10pm ile sabah 5am arası araba kullanamıyorsunuz. 6 ay sonra artık full sürücü lisans için başvuru yapabilirsiniz. ( https://www.nzta.govt.nz/driver-licences/getting-a-licence/licences-by-vehicle-type/cars/restricted-licence-2/ )

Full sürücü lisansının süresinin 10 yıl olduğunu da belirtelim.

Sınava araba kullanmayı öğrendiğiniz araçla katılabiliyorsunuz.

Sınava otomatik vitesli araçla katılmışsanız sadece otomatik arabalar için sürücü belgesi almış oluyorsunuz. Eğer manuel vitesli araçla katılmışsanız hem otomatik, hem de vitesli arabalara belgeniz olmuş oluyor. Yeni Zelanda'da çoğunlukla araçların otomatik vitesli olduğunu da not düşelim.

Eğer daha önceden Türkiye'den sürücü belgeniz varsa bu belgenin çevirisi ile başvuru yapıp teorik sınavı verdikten hemen sonra pratik sınava başvurabilirsiniz. Pratik sınava hemen gün yaklaşık bir ay sonrasına veriliyor ve sınavı geçtiğinizde learner ya da restricted olmadan hemen full driver license sahibi oluyorsunuz.

Ayrıca Yeni Zelanda'da araç kullanmaya başlama yani sürücü belgesine başvurma yaşi 16.
Yeni Zelanda sürücü belgesinin arka yüzüne örnek
https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

23 Ekim 2016 Pazar

IELTS mi TOEFL mı?


IELTS açılımı İnternational English Language Testing Sytem ile, Britanya, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada'da en yaygın İngilizce seviye belirleme testi iken, TOEFL açılımı Test of English as a Foreign Language ile Amerika Birleşik Devletleri çıkışlı bir İngilizce testi.

TOEFL Türkiye'de daha çok ismi duyulan bir sınav olsa da her iki sınav da dünyada geniş ölçekte geçerliliğe sahip.

IELTS, Türkiye'deki üniversite sınavlarına benzer şekilde klasik tarzda ve saatler süren bir şekilde yapılırken, TOEFL tamamiyle bilgisayar üzerinden yürütülen bir sınav.

Bu sınavlardan hangisine hazırlanacağınıza karar verirken sınav sonucunu hangi kurum ve ülke için kullanacağınıza dikkat etmenizde fayda var. Her ne kadar her iki sınav sonucu pek çok ülkede aynı şekilde kabul görse de, TOEFL İngiltere'de geçerli değil ve bazı Amerikan üniversiteleri sadece TOEFL sonuçlarını kabul ediyor.


Yeni Zelanda'da İngilizce IELTS sınavı ile test ediliyor.
Working Holiday vizesi için IELTS'den 4.5 ortalama skor,
Student Vizeyle bu ülkede 20 saat çalışabilmek için IELTS 5 ortalama skor,
Oturum başvurusu yaparken IELTS 6.5 ortalama skor sunmak gerekiyor.
Eğitim kurumlarının IELTS yeterlilik skorları ise bölümlere göre değişiklik gösteriyor.

IELTS çalışmak için benim en başarılı bulduğum üstelik ücretsiz olan websayfası şudur;  http://www.dcielts.com/

Herkese kolaylıklar


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda mı, Avustralya mı?


Dünya'nın bu ucuna gelmeyi düşünenler için en kritik sorulardan biri Avustralya mı, Yeni Zelanda mı?


Benim gözlemim çoğu zaman Yeni Zelanda'nın Avustralya karşısında yenik düştüğü. Bunun bir nedeni Avustralya'nın karşılaştırıldığında ekonomi, toprak ve nüfus açısından çok daha büyük bir ülke olması ile iklimsel, marketsel avantajları ise diğer nedeni Yeni Zelanda'nın pek bilinmemesi.

Bu iki ülke arasındaki analizi yapmak hiç de kolay değil. Hele bu ülkeleri, bu ülkelerde yaşamadan çok uzaklardan yapıyorsanız. Gelin başlık başlık incelemeye ve bu iki ülkeyi anlamaya çalışalım. Ancak bu başlıkların sonunda yine Avustralya galip görünecek onu da bilelim.

Kararınızı verirken sizin olacaklarınıza hangisi daha uygun, hangisine daha kolay gelebiliyorsunuz onu düşünerek hareket edebilirsiniz.

Yaşam standartları; 
Yaşam standartları deyince ne anlıyoruz? Eğer bu kendini güvende hissetme ve bahçeli bir evde kirada da olsa oturabilme ve temel ihtiyaçlarını çok maaşlı işler yapmadan da görebilmek ise bu iki ülke arasında pek fark yok, diyebiliriz.

Doğa;
Avustralya'nın iç kesimleri neredeyse tamamen çöl. Nüfus özellikle doğu kıyısında yoğunlaşıyor. Çeşitli vahşi hayvaları ve zehirli örümcekleri ile ünlü bu ülkede doğa ile iletişimde çok dikkatli olmak gerekiyor. Avustralyalıların deyimiyle ''Bu ülkede herşey seni öldürmeye çalışıyor.''
Yeni Zelanda ise doğa severler için yaratılmış bir ülke sanki. Doğa yürüyüşleri yapmayı, kamp kurmayı, bunu neredeyse tüm mevsimlerde yapabilmeyi istiyorsanız Yeni Zelanda bunun içın bulunmaz bir yer. Ülkede yılan bulunmadığını da belirtelim.

Irkçılık;
Kiwiler kısaca Aussie'leri her zaman biraz ırkçı olarak tanımlıyor. Aslında Avustralya'dan da neredeyse her yıl çok ciddi bir ırkçılık haberi geliyor. Mesela, geçen hafta beyaz bir Avustralyalı Güney Sudanlı bir kafe sorumlusundan servis almak istemedi, bana beyaz birini gönderin, dedi. Akıllı manager ise gidip elemanlarına şurada oturan kadın ırkçı, bu nedenle ona servis yapmıyoruz, dedi ve bunlar basında çıktı. Yine de dünyanın her yerinden insan bu iki ülkede de yaşamını gayet güzel bir şekilde idame ettiriyor.

Ekonomi ve kariyer fırsatları;
Avustralya'nın Yeni Zelanda'yı hemen nakavt edeceği alan bu. Avustralya Dünya Bankası 2015 verilerine göre kişi başına düşen milli geliri $45,514 ile 19. sırada, Yeni Zelanda ise $36,982 ile 27. sırada yer alıyor. Türkiye'nin $19,618 ile 60. sırada yer aldığını da buraya not edelim.

Avustralya çok zengin kaynaklara ve neredeyse Yeni Zelanda'nın beş katı nüfusa sahip. Pek çok Yeni Zelandalı genç de iş imkanları, kariyer fırsatları ve daha iyi kazançlar için Avustralya'da yaşamayı tercih ediyor.

İş bulmayı, ya da daha doğrusu bulmakta zorlanmayı diğer ülkelerden gelen kimseler ayrımcılık olarak nitelendirebiliyor ancak dilin ve kültürün bazen çok önemli olabildiğini unutmayalım. Bu ülkelerde dili çok iyi öğrenmenin çok büyük avantaj sağlayacağını bilelim.

Minimum saat ücretleri;
Ayrıca 2016 yılında Avustralya'da minimum saat ücreti $17.70(AUD) iken Yeni Zelanda'da $15.25(NZD). Ayrıca Avustralya Doları daha değerli bir para birimi olunca da ekonomik olarak Avustralya'nın ne kadar avantajlı olduğu öne çıkıyor.

Eğitim, Üniversiteler;
Her iki ülke de dünyada çok saygın üniversitelere sahip. Tamam belki Avustralya'nınkiler biraz daha saygın olabilir.

Eğlence hayatı ve nüfus;
Gece hayatını sevenler, gençliği eğlenmek olarak görenler, Avustralya'da eğlence hayatının daha cezbedici olduğunu iletiyor. Öyle olacağını tahmin etmek de zor değil. Yeni Zelanda'nın yine nüfusu 4.7 milyonken, sadece Sydney 4.3 milyon ve Melbourne 4 milyon insanı barındırıyor. Yeni Zelanda'nın en büyük şehri Auckland bu şehirler yanında 1,5 milyonluk nüfusu ile biraz küçük kalıyor.

İklim;
Melbourne ve Auckland'ın iklim karakterleri birbirine benzerlik gösterse de Melbourne'den yukarı çıktıkça hava ısınıyor, Auckland'dan aşağı indikçe hava soğuyor. Brisbane'da hiç kış olmuyor mesela.

Avustralya ve Yeni Zelanda birbirine bu kadar yakın değil. Gerçek uzaklıkları görmek için dünya haritasına bakın lütfen, Auckland-Perth arası uçakla 9 saat sürüyor.

Yazımın sonunda kendimi sanki hep Avustralya'nın lehine yazmışım gibi hissettim. Avustralya'nın Melbourne, Sydney ve Brisbane şehirlerini ziyaret ettim. Hepsi de güzel ve yaşanabilir şehirler. Ancak Yeni Zelanda'yı çok seviyorum. Burada herşeyden önce kendimi güvende hissediyorum.

Bu ülkeler standartları hayli yüksek ülkeler, ülkelerdeki mutluluğunuz biraz da onlara sizin nasıl baktığınızla ve çevreye çabuk adapte ve entegre olabilmenizle alakalı. Bunun da öncelikli koşulu dili iyi öğrenmek. Azimliyseniz gerisini halledersiniz.

Herkese seçimlerinde kolaylıklar.

https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_GDP_(PPP)_per_capita
https://en.wikipedia.org/wiki/Economy_of_New_Zealand
https://en.wikipedia.org/wiki/Economy_of_Australia


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda'da Gay Olmak ve LGBT Hakları

Wikipedia, Yeni Zelanda'nın gaylere bakışını aynen şu cümleyle ve çok güzel ifade ediyor: Lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel (LGBT) bireyler, Yeni Zelanda'da diğer insanlarla aynı haklara sahiptir.

Yeni Zelanda, 1986 yılında bir erkeğin hem cinsiyle cinsel ilişki yaşamasını suç olmaktan çıkardı. Kadınların hem cinsleriyle cinsel ilişkide bulunmayacağı düşünüldüğünden kadınların hemcinsleriyle beraberliği hiçbir zaman suç kapsamına alınmamıştı.

Yeni Zelanda dünyada LGBT bireylerin en özgür oldugu ülkelerden biri. 2004 yılında LGBT birliklerine izin veren ülke, 2013 yılında da hemcinsi ile evlenmeyi ve hemcins çiftlerin evlatlık edinebilmesini yasallaştırdı.

Bir kimseye tercih ettiği cinsel kimliği nedeniyle ayrımcılık yapmak 1993 yılından beri suç sayılırken, LGBT bireyler aynı yıldan beri askerlik servisinde bulunabiliyor.

1993 yIlIndan beri pek çok LGTB birey cinsel kimliklerini saklamadan milletvekili ve belediye başkanı olarak görev yaptı ve yapıyor.

Yeni Zelanda'da her yıl LGTB Onur Yürüyüşü düzenleniyor ve bu yürüyüş ve etkinliklere halkın her kesiminden insanlar katılıyor. Yıllar içinde bu yürüyüşün ya da etkinliklerin adı değişse de 2013 yılından beri yerini etkinlik takviminde daha da zenginleşerek alıyor. Etkinliklerde birçok LGBT dernek ve birliği yanında polisler ve bazı kuruluşları da ''Farklılıkları Destekliyoruz!'' sloganlarıyla görmek mümkün. Aşağıda 2016 yılından bir video bulabilirsiniz.


https://en.wikipedia.org/wiki/LGBT_rights_in_New_Zealand


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda'da Kadın Hakları - Oy Kullanma Hakkı

Kadın hakları, mal mülk sahibi olabilmekten, işyeri işletebilmeye, oy kullanıp seçimlere aday olmaktan yasal yollarla kürtaj olabilmeye kadar pek çok konuyu içeriyor.

Günümüz dünyasında, dünyanın nispeten avantajlı bölgelerinde doğmuş olup kadın hakları konusunda tarihsel bir birikime sahip olmayanlar ya da dünyada, çevrelerinde yaşananları görmezden gelenler için kadın hakları çok da üzerinde durulması gereken bir konu değil. Ancak erkekle eşit bir birey olarak kabul görüp oy kullanabilme hakkının en gelişmiş batılı ülkelerde bile ancak 1. Dünya savaşından sonra kazanıldığını yani yüzyıla varmayan bir geçmişi olduğu düşünüldüğünde konunun neden bu kadar önemli olduğu ve neden insan haklarından ayrı olarak değerlendirildiği anlaşılabilir belki.

Benim bu yazıda iletmek istediğim istediğim, çok daha kapsamlı kadın haklarından ziyade kadınların seçme hakkı.
Suffrage, İngilizce'de seçme hakkı demek. Suffragette ise kadınların seçme hakkını savunan kadın anlamına geliyor. 16. yüzyıldan beri kadınlar dünyanın çeşitli bölgelerinde ve çeşitli şekillerde oy kullanma hakkını elde etmeye çalışmışlar. Ancak bu mücadelenin en yoğunlaştığı dönemler 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında ve  İngiltere ve kolonileri ile Amerika Birleşik Devlerleri ve Kuzey Avrupa ülkelerinde. Suffragette'ler İngiltere'de Ruslar'dan öğrendikleri açlık grevi gibi eylem yöntemleri kullanırken, Yeni Zelanda'da parlomentoya, defalarca ve hatta bir keresinde o dönem Yeni Zelanda'nın Avrupalı yetişkin kadın nüfusunun dörtte biri gibi bir katılımcı sayısıyla imzalı dilekçe sunmuşlar.

Sonunda Kate Sheppard liderliğindeki WCTU'nun (Women's Christian Temperance Union) kampanyaları başarıyla sonuçlanmış.

Ve Yeni Zelanda, 19 Eylül 1893'te, dünyada ülkesindeki tüm kadınlara parlomento seçimlerinde oy kullanma hakkını veren ülke oldu. 1919'da da kadınlar seçilme hakkını elde ettiler.

Bugün, 2014 seçimlerine göre, Yeni Zelanda parlomentosunun %31'ini kadınlar oluşturuyor.

Kate Sheppard Yeni Zelanda tarihine katkıları nedeniyle kullanımdaki 10$ banknotundaki kendisine ayrılan yer ile onurlandırılmıştır. Yeni Zelandalılar, kadınlara oy kullanma hakkını ilk veren ülke olmakla gurur duyarlar.


Note; Aşağıda yararlandığım kaynaklar dışında onedio'nun kadınların seçme ve seçilme haklarına sahip olmasını tarihsel olarak sıralayan listesini görebilirsiniz.
https://onedio.com/haber/ulke-ulke-kadinlarin-secme-ve-secilme-haklarina-sahip-olma-kronolojisi-663664

http://www.nzhistory.net.nz/politics/womens-suffrage
https://en.wikipedia.org/wiki/Suffragette
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kad%C4%B1nlar%C4%B1n_oy_hakk%C4%B1n%C4%B1n_zaman_%C3%A7izelgesi
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27de_kad%C4%B1nlara_se%C3%A7me_ve_se%C3%A7ilme_hakk%C4%B1n%C4%B1n_tan%C4%B1nmas%C4%B1


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda Günlüğü Facebook'ta. Bir de Instagram Var Tabi!

Bu yazıyı okuyan herkese Merhaba,

Emaillerinizı lütfen 


sevgi.yepnz@gmail.com  adresine gönderiniz.

Yeni Zelanda Günlüğü'nün bir Facebook sayfası var.

Linki şurada;

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/

                                                                    Yazıları buradan takip edebileceğiniz gibi sayfayı da beğenerek yazılardan haberdar olabilirsiniz.

Sorularınızı ve tartışmalarınızı facebook sayfası üzerinden de yapabiliyor olacaksınız. Sayfaya üye olan ve Yeni Zelanda'da yaşayanlardan da sorularınıza cevap bulma şansınız olacaktır.




Ayrıca çoğu fotoğrafın Yeni Zelanda'ya ait olduğu şu instagram sayfasını da takip edebilirsiniz.

https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/


22 Ekim 2016 Cumartesi

Yeni Zelanda'nın Sporu Ragbi - All Blacks

Türkiye'de futbol neyse, Yeni Zelanda'da ragbi (rugby, orijinal yazılışı) o.

Ama yanılıp ben futbolu seviyorum demeyin Yeni Zelanda'da. Çünkü her ne kadar futbol gibi genelde ayakla oynanan bir oyun olmasa da ragbi'nin diğer adı futbol ya da rugby football diyorlar. Bizim futbol dediğimiz ise soccer (soakar gibi telaffuz edebilirsiniz). Ragbi adını, bu oyunun doğduğu İngiltere'deki Rugby şehrinden alıyor.

Ragbi pek çok değişik kuralla ve kişi sayısıyla oynanabiliyor. Ancak genel sınıflandırma Ragbi Birliği ve Ragbi Ligi şeklinde. Ragbi Birliği'nin oyunlarına Yeni Zelanda'da ragbi, Ragbi Liginin oyunlarına da lig deniyor. Oyunların kuralları dolayısıyla taraftarları ve sevenleri de değişiklik gösteriyor. Kimisi ben ragbiyi, kimisi ben ligi seviyorum ve takip ediyorum diyebiliyor.
Ragbi her takımda 15, Lig her takımda 13 kişi ile oynanıyor.

Oyunun çıktığı ülke İngiltere ve İngiltere kolonilerinde yerleşmiş bir kültürü ve taraftarı var. Özellikle Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, İskoçya, İrlanda, Galler ve Fiji'de ragbi çok popüler iken, dünya kupalarında Fransa'nın iddialı takımlarını ve her geçen gün güçlenen Japonya ve Arjantin gibi ülke takımlarını da görmek mümkün.

Ragbi, İngiltere'de uzun yıllar (hatta belki hala) bir üst sınıf oyunu olarak görülmüş. Örneğin İngiltere'de ragbi maçını elinizde şarabınızla izleyebilirken, bunu futbol izlerken yapamıyor olmanız bu sınıfsal konumlandırmanın bir göstergesi olarak görülüyor. Yeni Zelandalılar, belki de sınıfsal bakış açısını sevmediklerinden, ragbi oynamak ve izlemek herkese açık bir aktivite. Belki de başarılarının sırrı budur.

Yeni Zelanda'nın milli ragbi takımının adı All Blacks. İsmin nereden geldiğine dair rivayetler var. Bir rivayet takımın uniformaları tanımlanırken, yani tamamen siyah değil, deniliyor ve daha sonra takım üniformalarının nasıl olacağına karar verirken siyah seçiminde etkili oluyor ve sonunda giyilen siyahlar ve oyuncuların iyi fiziği All Blacks ismine yerleştiriyor. Bir diğer rivayet ise oyunu tarif ederken hepsi arkada oynadı, yani all back demek isterken basım hatası ile all black diyor ve takım bu isimle anılmaya başlıyor.

Tabi All Black'lerin en büyük ünü maç başlangıçlarında sergiledikleri Maori savaş dansı. Yıllar içinde bu dansı daha iyi ve etkili yapmaya başlayan takım oyuncuları, bu dansla hem kendilerinin hem de Yeni Zelanda'nın ismini duyurmayı başardılar.



https://en.wikipedia.org/wiki/Rugby
https://www.quora.com/Rugby-How-did-the-All-Blacks-get-their-name
http://www.rugbyfootballhistory.com/allblacks.html

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/ 

Yeni Zelanda'nın Başkenti - Wellington

Wellington, Yeni Zelanda'nın kuzeydeki adasının en güney ucunda konumlanıyor.  Antraktika'ya bakan konumu ve önünü kapatan herhangi bir engel olmaması nedeniyle de dünyanın en rüzgarlı şehirlerinden biri olarak biliniyor.

Kuzey adanın Auckland ve yukarı kısmı ılıman tropikal iklime sahipken adanın aşağılarına indikçe iklim yerini kıyılarda denizsel, rüzgarlı ama daha az nemli bir iklime bırakıyor. Sıcaklıklar Ekim Nisan arasında 17 ila 21 derece arasında seyrederken, kışları kısa, ülkenin kuzey kısmına göre biraz daha soğuk ama hiçbir zaman aşırı soğuk olmuyor.

Ülkenin başkentliğini yapan şehrin nüfusu yaklaşık dörtyüzbin dolayında ve yaklaşık bir buçuk milyon nüfuslu Auckland şehrinin ardından ülkenin en büyük ikinci şehri ünvanını alıyor. Auckland daha çok sağladığı iş imkanları, üniversiteleri ve ikliminin cazibesi nedeniyle daha fazla uluslararası nüfusu kendine çekerken, Wellington biraz daha az uluslararası, başkent olması nedeniyle biraz daha takım elbiseli ve yerleşimi, mimarisi ve çehresi ile Auckland'a göre daha çok Avrupa şehirlerini anımsatan bir şehir.


Şehir merkezinde Te Papa Müzesi, şehrin içinde sanat kokan Cuba Street, yine şehir içinden kullanılabilen tarihi tren ve bu trenle ulaşılabilen Botanik Garden, çok uzağa gitmeden şehrin 360 derece manzarasını izleyebileceğiniz Mount Victoria çok yakındaki aktiviteler. Wellington her yerin birbirine yakın olduğu şehirlerden. Yürüyerek ya da bir vespayla hayatını sürdürmek bu şehirde bir tercih olabilir.

Brooklyn Rüzgar Gülünden görünüm - Wellington - photo by Sevgi Ikinci


Mount Victoria'dan görünüm - Wellington - photos by Sevgi Ikinci

Mount Victoria'dan görünüm - Wellington - photos by Sevgi Ikinci

Mount Victoria'dan görünüm - Wellington - photos by Sevgi Ikinci

Mount Victoria'dan görünüm - Wellington - photos by Sevgi Ikinci
https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Gallipoli Exhibition - Wellington'da Çanakkale Savaşı Sergisi



Bizim Gelibolu dediğimiz toprak parçası, İngilizce'de Gallipoli. Gallipoli İtalyanca bir kelime. İtalyanca'ya da Yunanca'dan geçmiş. Kallipolis, Yunanca'da güzel şehir anlamına geliyor.

Gelibolu ayrıca Osmanlı Devletinin Avrupa'da ilk yerleştiği toprak.

Bizim Çanakkale Savaşı dediğimiz, tüm zorlu koşullara rağmen Osmanlı'nın galibiyeti ile sonuçlanan bu savaş 1.Dünya Savaşındaki en önemli cephelerden biri. İşte İngilizler bu savaşa Gallipoli War diyor. İngiliz Krallığı güçleri ve kolonilerinin katılımı ile Osmanlı'ya karşı savaşan birliklerin amacı, ikiye bölünen dünya devletleri arasında, aynı grupta yer aldıkları Rusya'ya, boğazları geçerek yardım ulaştırmak. Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşının yenilenleri arasında yer alsa da, Çanakkale'de pek çok kayıba uğrasa da bu cepheyi muhteşem bir galibiyetle kapatıyor.

Bir savaşlar silsilesi ile Avrupa, Balkanlar, Türkiye ve Ortadoğu'nun yeniden düzenlendiği ve bu savaşların hepsine birden bir savaşmış gibi 1. Dünya Savaşı deniliyor. Belki yıkıcılığı ve uğrattığı hezeyanları tekilleştirilen, basitleştiren bir isim bu: Gelecek nesillere ki bugünden sadece birkaç kuşak öncesini neredeyse unutturmuş olan WW1, 1. Dünya Savaşı.

Bu büyük savaş elbette adının hakkını vererek dünyanın çeşitli bölgelerinde çeşitli etkiler yaratmış. İngiliz koloniliğinden daha birkaç yıl önce bağımsız devlet statüsü kazanmış Avustralya ve Yeni Zelanda da işte bu dünyanın öbür ucunda olup olan bitenden etkilenenlerden. Bu ülkelerden oluşturulan birliklere ANZAC adı verilmiş ve binlerce kilometre öteye ölmeye ve öldürmeye gönderilmişler. Daha yeni bağımsız bir ülke olmuş bu ülkelerin kendilerini bir ülke gibi hissetmelerine yol açan bu savaş, Gallipolu War'ın (Çanakkale Savaşı) bu ülkelerdeki önemi çok büyük.

Wellington'daki Te Papa müzesinde Gallipolu War sergisi - Bizim Savaşımız alt başlığı ile sunuluyor ve her gün yüzlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Sergideki devasa asker heykelleri, savaşta ölenlerin isimleri, o dönemin politikacı ya da askerlerinin sözleri, ortamı hissedebilmeniz için oluşturulmuş patlama seslerini duyuran ve bir savaşın korkunçluğunu gösteren odalar, en eski video ve fotoğraf kareleri, Mustafa Kemal sözleri ve fotoğrafları, savaş cephesini gösteren maketten harita, herşey ama herşey gerçekten çok etkileyici.

İmkanı olan herkese bu sergiyi gezmelerini tavsiye ederim. Gidemeyecekler için burada sergiden bazı fotoğraflar bulabilirsiniz.

Gallipoli War Exhibition - Wellington Te Papa Museum - photos by Sevgi Ikinci
Gallipoli War Exhibition - Wellington Te Papa Museum - photos by Sevgi Ikinci

Gallipoli War Exhibition - Wellington Te Papa Museum - photos by Sevgi Ikinci



16 Ekim 2016 Pazar

Yeni Zelanda'nın Simgesi - Kiwi Kuşu

Yeni Zelanda'ya özgü Kiwi Kuşu, aynı zamanda ülkenin simgesidir ve buradan yola çıkarak tüm Yeni Zelandalılar da Kiwi olarak anılır. Maori, Avrupalı ya da sonradan yerleşenler de bu adlandırmaya dahil edilir.

Kiwi kuşu, yaklaşık tavuk büyüklüğünde, ormanların karanlık kuytularında yaşayan, gözleri pek iyi görmeyen ve uçamayan bir kuş türüdür.

Dünyanın vücuduna oranla en büyük yumurtasını yapan kuşu olma özelliği vardır ve maalesef beş türünün çoğu yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yeni Zelanda topraklarına gelen sömürgecilerin ülkede ciddi orman kıyımı ve getirilen memeli hayvanlar, Kiwi kuşlarının hayatını tehlikeye atan başlıca nedenlerdir.

Kiwi, Maorice bir sözcüktür ve kuşun çıkardığı sesten yola çıkılarak ona kiwi denmiştir.

Ayrıca Kiwi kuşu ile ilgili bir de Maori masalı vardır: Ormanların tanrısı Tanemahuta çocuklarını, yani ağaçları böceklerin yediğini fark eder ve kardeşi kuşların tanrısı Tanehokahoka'dan yardım ister. Tanehokahoka çocuklarına yani kuşlara böcekleri yeyip ağaçların yok olmalarını engellemeye kim gelir diye sorar. Bütün kuşlar çeşitli bahanelerle yardım etmeyi red eder. Sadece kiwi kuşu güneş ışığından vazgeçip ormanın karanlığında yaşamayı kabul eder. Bunun üzerine Tanehokahoka 'Sen ki bu iyiliği yaptın, kuşların en çok bilineni ve en çok sevileni sen olacaksın.' der.

Kiwi kuşu koruma altında ve üremesi, çoğalması için çok büyük çaba sarfediliyor. Kiwi kuşunun doğada görülebileceği yerler sınırlı da olsa var. Ancak şanslıysanız hayvanat bahçelerinde de bu kuşu görebilirsiniz. Şanslıysanız diyorum, çünkü karanlık kuytu yuvalarından çıkmayı pek sevmiyorlar.

Aşağıdaki linkten sevimli Kiwi kuşunun hüzünlü animasyonunu izleyebilirsiniz.



https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Te Papa Müzesi - Wellington

Te Papa Museum, Yeni Zelanda'nın Başkenti Wellington'da Sehir merkezinde, deniz kenarında kurulu harika bir müze.

Te Papa Museum - Deniz Yaratıkları bölümünün girişi - Photo by Sevgi
Yıllar önce İstanbul'da arkeoloji müzesini gezerken düşünüyordum. Bu kadar kırık kaseyi, çömleği ve yapıldıkları dönemleri iletmek müzeleri herkes için ilginç bir yer yapmıyor. Bir kasenin yapılış şeklinin, yapılmasının ve kullanılmasının bize ne gösterdiğini de iletseler ne güzel olur. Keşke sunumları biraz daha renkli, canlı, farklı yöntemlerle yapsalar da müzeler daha çok ilgi çekse.

Müzeler halihazırda ilgi çekici mekanlar ama onu herkesin ilgisini çekecek hale getirmek! İşte iş bu!

Deniz yaratıkları bölümündeki çocuk alanında bir kaplumbağa iskeleti

Te Papa'yı özel kılan belki de bu anlayış; müzeyi herkesin, özellikle de çocukların ilgisini çekecek hale getirmek. Çocuklar için düzenlenmiş bir iki bölüm yok, müzenin her bölümünün bir de çocuklar bölümü var. Bu bölümde çeşitli aktiviteler ve öğretici materyaller de mevcut. Eğer çocuğun konuya ilgisi varsa, orada bunu geliştirecek araçları burada bulması kolay. Herşey öğrenmek isteyenler için. Üstelik müzenin tüm bu bölümleri ücretsiz.

Çocuklarınızla her hafta buraya gelip her hafta başka bir bölümde zaman geçirebilirsiniz. Ama yalnız çocuklar değil herkesin bu müzeyi mutlaka gidip görmesini tavsiye ederim.

Aşağıdaki videoda dünyanın en büyük mürekkep balığı diğer adıyla kalamarı görebilirsiniz. Bu mürekkep balığı, Yeni Zelanda'nın bilim adamları ve balıkçılarının 2007 yılında Antarktika'daki bir gezisi sırasında yakalanmış. 4,5 metre boyunda dev bir canlı.


Müzenin içinde tiyatro var ve belli saatlerde çocuklara özel, çocukların da katılımı sağlanan tiyatro oyunları sahneleniyor. Aşağıdaki fotoğraf da bu sahnedeki bir oyundan.



Yeni Zelanda - Flat White Ülkesi

Yeni Zelanda ve Avustralya, İngiliz kolonileri olduğundan daha çok sütle içilen çay ülkeleriyken son yirmi, otuz yılda gelişen kahve endüstrisi ile bu ülkeler en iyi kahve yapan kafeleri, kahve yapımı ve süslemesi yarışmaları ile artık kahveleriyle de adlarını duyuran ülkeler.

From a cafe in Auckland - photo by Sevgi
Yaptıkları işe sanat olarak bakan herkesin yapacağı gibi kahve işi de sanata dönüşmüş. Nerede yetişen kahve, ne kadar oranda birbirine katılırsa, ne kadar kavrulup ne kadar bekletilirse daha kaliteli ve lezzetli kahve üretilir? Kavrulmuş kahveyi öğüttükten ne kadar sonra o kahve hala kullanılabilir? Sütü ne kadar ısıtmalı, kahveyi ne derece sıkıştırmalı, kahveden geçecek suyu ne kadar süzmeli ki sonunda müşteri ''Oh be, kahve içiyorum!'' desin? Ve son olarak kahvenin üzerine çizeceğim sütle çizeceğim resmi hangi hızla yapmalıyım ki, hem güzel bir desen yaratayım, hem de kahve soğumadan müşteriye ulaşsın?

İşte modern dünyanın dertleri :)

Dünyada her hangi bir ülkede, kahve içmek istediğinizde karşılaşacağınız seçenekler ülkesine göre farklılık gösterebilir. Örneğin Amerika'da her yerde filtre kahve bulabiliyorken, Fransa'da long black-espresso üstune eklenmiş sıcak su ile elde edilen kahve- kahve esas kahve seçeneğidir.

İşte Yeni Zelanda'ya geldiğinizde de bu kahve seçeneği yaldızlarıyla flat white'dır. Kahve makinesinden süzülmüş espressoya ısıtılırken köpürtülmüş sütün eklenmesiyle elde edilir. Latte'den farkı ise latte de sütün, flat white da kahvenin daha yoğun olmasıdır. Usulen flat white daha küçük kahve kabında ikram edilir. Ancak pek çok kafede büyük fincanlarda da flat white sunumu yapılmaktadır.

Flat White'ın nereden çıktığına dair Yeni Zelanda'dan ve Avustralya'dan hikayeler var. Pek çok komşu ülke gibi Avustralya ve Yeni Zelanda da bazı konularda kendi öncülüklerini savunuyor. Burada benim söyleyeceğim söz şudur; lezzetin nereden çıktığına bakma, keyfine bak!

Klasik kahve deseni - Olaf's Mt Eden - photo by Sevgi

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

3 Ekim 2016 Pazartesi

Yeni Zelanda'nın Yüzölçümü / Büyüklüğü nedir?




Yeni Zelanda, Pasifik Okyanusunda bir ada ülkesi olup 268,021 km2 yüzölçümüne sahiptir.
2016 yılındaki tahmini nüfusu 4,7 milyondur.




Yeni Zelanda'nın yüzölçümü Japonya ve Birleşik Krallığa yakındır, arayı açan nüfus yoğunluğudur.





Japonya, 377,972 km2 yüzölçümü ile 127,3 milyon insana ev sahipliği ederken,
Birleşik Krallık 243,610 km2 büyüklüğü ile 64,1 milyon nüfusa sahiptir.


























https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/